YARENN BİNBAŞI
Mesaj Sayısı : 236 Yaş : 35 Ruh Halim : Başarı Puanı : puan ekle : <div class="js-kit-rating" view="score"path="" title="" permalink=""></div><script src="http://js-kit.com/ratings.js"></script> Kayıt tarihi : 25/08/08
Kişi Sayfası Rep Puanı: (150/300) Rep Derecesi: 100
| Konu: Ayrılığa Mektup.... Çarş. Eyl. 24, 2008 5:38 pm | |
| Ah ayrılık !...
Senin için neler söylendi, neler yazıldı. Kalemler dayanamadı acına... Gönülleri kavurdun, sevenleri ayırdın, bir ân olsun haz alamadı yürekler sevdâdan yana...
Papatya falları bile yalancı çıktı...
Ah ayrılık !...
Ne şiirler yazıldı senin için, ne yaşlar döküldü, ne ağıtlar yakıldı... Sen; seven gönülleri hasret ateşine atarak terbiye ettin. Ama nafile ! Gönüller yine de vazgeçmedi ölesiye sevmekten, sana rağmen !... Her nefeste senin varlığını içine çekerken yürekler, yaktığın hasret ateşinde kavrulurken bile sevdâyı yaşadı doyasıya... Senin alıp götürdüklerini, bir gece dolunay dağıtıverdi herkese ve sen; yaptığınla kaldın...
Ah ayrılık !...
Sen sevdânın büyüklüğünü bilmezsini tanımazsın ki ! Çünkü sen hiç sevdâ çekmedin. Ama sen, hasret ateşini ardarda yüreklere salarken, ateşinin sevgilere körük olduğunun da farkına varamadın hiç... Çünkü sen; hasret ateşinde yanmadın ki! Ne kendi acını bilirsin ne de hasret ateşinin görünmeyen yüzünde sakladığı güllük gülistanlık sevdâ bahçelerini... Zaten sen; zalim olmaktan başka neyi tanırsın ki ?...
Ah ayrılık !...
Varlığının sevdâyı ölümsüzlüğe taşıdığını bilseydin, seven gönülleri böyle ödüllendirir miydin acaba??? Sen bir kara çalı gibi seven yürekler arasında kök salarken, birbirinden kopardığını zannederken, onları büsbütün bağlayan bir zincir olduğunu fark etmiyor musun? Ne zaman anlayacaksın bunu? Daha kaç yüreği dumansız kavurman gerekiyor anlayabilmen için?...
Ah ayrılık !...
Sen sevdâ ateşini söndürdüğünü sandığın yerde, büsbütün körüklediğini göremiyorsan, bunun suçu kimde? Kimi sorumlu tutacaksın bu zalimliğinin sonuçlarından?... Sevenleri mi; sevip de ayrılanları mı; hasret ateşinin bağrında kavrulanları mı? Kimi, kimleri???
Ah ayrılık !...
Sen ne kötü bir terbiyecisin ! Ama iyi ki varsın... Sayende sevdânın kıymeti katlanarak artıyor. Sayende sevmeye cesaret edemeyen yürekler bile karşında aslan kesiliyor. Sayende sevdâ ateşi evreni daha bir fazla kaplıyor, daha bir fazla yakıyor. Sayende dolunaya rağbet arttı bak !...
Ah ayrılık !...
Sen görevini en iyi şekilde yaptığın sürece, sevenlerin sırtı yere gelmeyecek, haberin olsun !... Ve sen görevini yaptığın sürece, söndürmeye çalıştıkça bilmeden körüklediğin sevdâ ateşi, kendine yeni kurbanlar bulacak...
Bu ne yaman bir çelişki !... Ne garip bir ikilem !... Senin yokluğunda sevginin kıymetini bilmeyenler, sayende sevdâyı tanıdılar...
Siz iki ezeli rakip : Sevda ve Ayrılık!...
Sonsuza dek sürecek bu kavganızın ortasında kalanlarsa, ikinizin birden ateşine yanmak zorunda olan zavallı, bî-çâre, sevgi dolu yürekler...
Savaşın bakalım... Ölesiye savaşın !
Savaşın ki; bu savaşın ganimetlerini de yine savaşınızın kurbanları paylaşmaya devam etsin... Nasıl olsa bu savaştan en kârlı çıkanlar onlar...
Bakalım bu savaşın sonunda, sizin elinize ne geçecek???
| |
|